PKK ve YPG İlişkileri: Abdullah Öcalan'ın Çağrısı ve Suriye'deki Gelişmeler

Blog Image
PKK'nın başı Abdullah Öcalan, örgütün silah bırakması için çağrıda bulundu. YPG'nin güçlenmesi ve ABD'nin desteğiyle ilgili gelişmeler detaylandırıldı.

PKK ve YPG İlişkileri: Abdullah Öcalan'ın Çağrısı ve Suriye'deki Gelişmeler

PKK’nın başı Abdullah Öcalan, örgütün kendisini lağvetmesi ve silah bırakması için çağrıda bulundu. PKK adına yapılan açıklamada, Öcalan’ın çağrısına uyulacağı belirtildi. Bu süreçte, PKK’nın Suriye’de kurdurduğu PYD’nin silahlı kanadı YPG güçlendi. ABD’nin silah ve eğitim desteğiyle YPG, düzenli bir orduya dönüştü.

Örgüt İçi Dinamikler

YPG’nin başında “Mazlum Kobani” kod adlı Ferhat Abdi Şahin bulunuyor. Ancak, örgütün silahlı kanadında en yetkili isimlerden biri olan “Bahoz Erdal” kod adlı Fehman Hüseyin, PKK’nın önde gelen isimlerinden Sabri Ok ile birlikte önemli bir konumda. “Bahoz Erdal”, ülkemizde birçok kanlı eylemi yöneten bir isim olarak biliniyor. Bir dönem öldürüldüğü öne sürülmüş, ancak bu bilgi gerçek olmaktan uzak kalmıştır.

Şu anda, “Bahoz Erdal” Mazlum Kobani’nin en üst komutanı olarak görev yapıyor. PYD’nin bilinen üst düzey yöneticisi Salih Müslim ise önemli bir görevde bulunuyor. Ancak, siyasi yapının başında bir kadın olan İlham Ahmet, siyasi temasları yürütmektedir. PKK’nın türdeşi olan YPG, Abdullah Öcalan’ın talimatıyla Suriye’de kurulmuştu.

Mardin Emniyeti'ne Gelen İhbar

Mardin Emniyet Müdürlüğü’ne 8 Kasım 2013 tarihinde bir ihbar geldi. Bu ihbar sonucunda, bir Suriyeli dahil 4 kişi gözaltına alındı. Zübeyde Aydın’ın üzerinde bulunan bellek kartları incelendiğinde, terör örgütüyle bağlantıları ve YPG armalı eğitim kıyafetleri giydikleri anlaşılmıştır. Sorgulamaları fezlekeye döküldü ve PYD’nin, PKK ile amaç ve hedef birliği bulunduğu fezlekede belirtildi.

Sanıklar, mahkemeye sevk edildi. Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 27 Eylül 2014 tarih ve 2014/93 sayılı kararıyla PYD, YPG ve YPJ’yi terör örgütü olarak kabul etti. Salih Müslim, PYD’nin başı olarak bilinirken, Ankara’da Suriyeliler tarafından gerçekleştirilen patlamaların emrini verdiği öne sürülen bir kişi olarak da sanıklar arasında yer aldı.

Salih Müslim'in Türkiye'ye Gelişi

Suriye’deki PYD, YPG ve YPJ örgütlerinin PKK ile ilişkileri belgelenmesine rağmen, örgütün başı Salih Müslim, Türkiye’ye gelip gitmeye devam etti. Bazı yetkililerle görüşmeler gerçekleştirdi. CHP Milletvekili avukat Mahmut Tanal, bu durumu yargıya taşıdı ve arandığı zamanda Müslim’in görüştüğü kişiler hakkında işlem yapılmasını istedi. Ancak, başvurular öylece kaldı.

Müslim hakkında uluslararası yakalama ve tevkif müzekkeresi niteliğinde olan “kırmızı bülten” çıkarılması için Türkiye, Interpol Genel Sekreterliği’ne başvurdu. Kırmızı bültenle aranan kişinin yakalanması, onun iade edileceği anlamına gelmez. Bu durum, Müslim’in hangi ülkeye ait pasaport taşıdığına dair soruları gündeme getirdi.

Kırmızı Bülten ve Uluslararası İlişkiler

Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği, 2015/1929 sayılı kararıyla Ferhat Abdi Şahin hakkında yakalama kararı çıkardı. Gerekçede, “Şüpheli hakkında silahlı bölücü terör örgütü yöneticisi olması” dikkate alınarak tutuklanmasına karar verildi. Türkiye’nin başvurusu üzerine Interpol Genel Sekreterliği, bu kişi hakkında kırmızı bülten çıkardı. Ancak, değişik ülkelerin desteğini gören bu kişi, arandığı dönemde bile gidip gelmeye devam etti.

Bölücü örgüt PKK’nın başı Abdullah Öcalan, Suriye’den 9 Ekim 1998 tarihinde çıkarıldığında üzerinde Abdullah Sarıkurt adına düzenlenmiş bir pasaport bulunuyordu. Yunan istihbaratı tarafından Kenya’ya götürüldüğünde, Güney Kıbrıs Rum Devleti tarafından verilen başka bir pasaport da mevcuttu. Bu durum, Mazlum Kobani’nin pasaportunun hangi ülke tarafından verildiği sorusunu akla getiriyor.

ABD'nin Terörle Mücadele Stratejisi

PKK, YPG konusunda yıllardır ülkemizi oyalıyor. ABD, Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan için ödül verileceğini açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa ve Avrasya İşlerinden sorumlu Müsteşar yardımcısı Matthew Palymer, Ankara ziyaretinde bu durumu duyurdu. ABD, 1997 yılında PKK’yı “yabancı terör örgütü” olarak kabul etmiş, 2001 yılında ise PKK’yı “Küresel Terör Unsurları” listesine almıştır.

Ancak, bu durumların çoğu “oyalama taktiği” olarak değerlendirilmektedir. Suriye’de yeni oyunlar peşinde olan ABD, Yunanistan’daki üsleri de boşuna kurmamıştır. PKK’nın Suriye kolu YPG’nin bilinen komutanı Mazlum Kobani, PKK’nın lağvedilmesi durumunda Türkiye’nin saldırması için gerekçe kalmayacağını belirtmiştir.

Sonuç ve Beklentiler

Bu durum, PKK’yı lağvedip silah bıraktırmanın, Suriye’de Rojova’da Kürt devletinin kurulması için bir oyun olduğunu düşündürmektedir. Gelişmelerin istediği gibi olması ve verilecek tavizlere göre, AKP’nin Anayasa değişikliği konusunda karar vereceği belirtilmektedir. Bu ince planlara karşı devletin nasıl bir tepki vereceği merak edilmektedir.

Sonuç olarak, PKK ve YPG arasındaki ilişkiler, uluslararası politikaların etkisi altında şekillenmektedir. Türkiye’nin bu süreçte nasıl bir strateji izleyeceği, bölgedeki dengeleri etkileyecektir. Bekleyip görmek, bu gelişmelerin nasıl sonuçlanacağını gösterecektir.