İstanbul Adliyesi'nin devasa binasının önünde endişeli bir kalabalık var. Polis bariyerlerinin yanı başında bekleyenlerin gözü kulağı; içerideki yakınlarından, sevdiklerinden gelecek bir haberde. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 19 Mart'ta gözaltına alınmasının ardından başlayan gösterilerde gözaltına alınanlar, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından savcılığa sevk edildiklerinde buraya getiriliyor.
Gençler hakim karşısına çıkarken yakınları ve aileleri adliye önü ya da çevredeki kafelerde beklemeye başlıyor. İçeridekilerle ilgili işlemler tamamlanıp yeni gözaltılar buraya getirildikçe dışarıdakiler de değişiyor. Devir daim devam ederken endişeli bekleyiş günlerdir sürüyor. Bekleyenlerin bazılarının ellerinde çiçekler var. Serbest kalan yakınları çıktığında onlara çiçekler verip sarılıyorlar.
İmamoğlu protestoları sırasında İstanbul'da 74 kişi için üçer yıla kadar hapis istendi. Gözaltılara tepki gösteren Abdullah Şahin, kızı gözaltına alınmış bir baba. Kızının adli kontrolle serbest bırakıldığını adliye önünde konuşmaya başlamamızdan kısa süre önce öğrenmiş. Sosyolog olduğunu söylediği genç kızının Saraçhane'deki eylemlere katıldıktan sonra Kadıköy'de evinde polis tarafından gözaltına alındığını anlatıyor.
Bu süreçte kızlarının avukatıyla iletişiminde bir sorun yaşanmadığını, herhangi bir kötü muamele de yaşanmadığını söylüyor. Ancak avukatlardan ve diğer ailelerden bunların yaygın şekilde yaşandığını duyduğunu anlatıyor. Şahin, 'Korku ikliminin sonuna geldik çünkü artık korkacak hiçbir şey kalmadı' diyor. Bir süre sonra Şahin'in kızı adliye binasından çıkıyor. Aile üyeleri birbirini kucaklıyor.
Ali Ünlü ise oğlu tutuklanan bir baba. Ünlü ile oğlu hakkındaki tutuklama kararını öğrendikten kısa süre sonra tanışıyoruz. Kalabalık bir aile olarak gelmişler. Oğullarının arkadaşları da orada. Ünlü, oğlunun beden eğitimi öğrencisi olduğunu söylüyor. Cep telefonunu çıkartıp oğlunun Saraçhane'de büyük bir Türk bayrağı salladığı fotoğrafı gösteriyor.
'Oğlum işte bunun için tutuklandı' diyor tepkili bir ifadeyle ve ekliyor: 'Bunu hazmedemiyorum.' Ünlü, 'İnşallah bu yanlıştan döneceklerdir, öyle umut ediyorum' diyor. İçeriden çıkan bir avukat grubu, başka bir ailenin yanına geliyor. Çocukları tutuklanmış. Prosedürün nasıl işleyeceğini konuşuyorlar.
Gençlerin adli süreçleriyle ilgilenen avukatlardan Zeynep Yılmazer Aka ile konuşuyoruz. Yılmazer Aka, adliyeye getirilen ve çoğu 18-25 yaş arasında olduğunu söylediği gençlere verilen tutuklama oranının yüksek olduğunu söylüyor. Gençlerin çoğunlukla cumhurbaşkanına hakaret ya da izinsiz gösterilere katılmaktan tutuklandığını ifade ediyor.
Yılmazer Aka, kötü muamelenin de yaygın olduğunu savunuyor. Bazı gençlerin gözaltı sırasında direnmemelerine rağmen şiddete maruz kaldıklarını, darp edildiklerini, uzun süre ters kelepçeyle bekletildiklerini iddia ediyor. Emniyet Genel Müdürlüğü 26 Mart'ta yaptığı açıklamada kötü muamele iddiaları için 'Bu aşağılık bir yalandır' demişti. İçeridekilerin işlemleri bir noktada bitecek.
Ya tutuklanacaklar ya da serbest kalacaklar. Daha sonra 27 Mart Perşembe günü Cevahir AVM'de gözaltına alınıp emniyete götürülen gençlere sıra gelecek. Bu kez onların aile ve yakınlarının dışarıdaki endişeli bekleyişi başlayacak. 19 Mart'tan bu yana İstanbul'da düzenlenen gösterilerde gözaltına alınıp adliyeye sevk edilenlerin yakınları, adliye önünde çıkacak kararı bekliyor.
Bu süreç, İstanbul'da yaşanan toplumsal olayların ve gençlerin adalet arayışının bir yansıması olarak dikkat çekiyor. Ailelerin endişeleri, gözaltı süreçleri ve adli kontrol uygulamaları, Türkiye'deki adalet sisteminin sorgulanmasına neden oluyor. Protestoların devam etmesi, bu durumu daha da karmaşık hale getiriyor.