AKP’den aynı dönemde milletvekilliği yapan iki isim yargıda karşı karşıya geldi. Ankara eski Milletvekili Ali İhsan (Mücahit) Arslan, AKP İstanbul eski Milletvekili Süleyman Denizolgun’a 50 bin liralık tazminat davası açtı. Bu durum, iki eski milletvekili arasında ciddi bir gerginliğe yol açtı. Denizolgun, Arslan hakkında çeşitli iddialarda bulunurken, Arslan da Denizolgun’a karşı suçlamalarda bulundu.
Denizolgun, Arslan için “BDDK’ya, Bakanlıklara, adliye, emniyet ve istihbarat kurumlarına, AK Parti genel merkezine, muhalefet kanatlarına, nice kritik kuruma, muhtelif zamanlarda bazı bağlantıları vesilesiyle müdahale etti” iddiasında bulundu. Bu iddialar, Arslan’ın siyasi geçmişi ve ilişkileri hakkında ciddi bir tartışma başlattı. Denizolgun’un bu açıklamaları, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Denizolgun, dava dilekçesini paylaşarak, “Sayende; AK Parti düşmanı olan, hain AKP’liler de yargılanacak” ifadesini kullandı. Bu sözler, iki eski milletvekili arasındaki gerilimi daha da artırdı. Denizolgun’un açıklamaları, siyasi arenada büyük bir tartışma konusu haline geldi.
Arslan ise Denizolgun hakkında “Alenen hakaret, iftira ve tehdit” suçlamasıyla manevi tazminat davası açtı. Bu durum, Arslan’ın savunma mekanizmasını ve Denizolgun’a karşı duruşunu ortaya koydu. Arslan, Denizolgun’un iddialarını kesin bir dille reddetti ve yargıya başvurdu.
Arslan’ın açtığı dava, siyasi tartışmaların ötesine geçerek hukuki bir boyut kazandı. Bu süreç, iki eski milletvekili arasındaki ilişkilerin ne denli karmaşık olduğunu gözler önüne serdi. Her iki tarafın da iddiaları, kamuoyunda geniş bir ilgiyle takip ediliyor.